konuşmak

Güzel bir akşam yemeği ve üstüne kahve yerine, top oynamayı tercih etmek pek akıl karı değil. Ama zaten akıllı biri olsaydım, çok daha keyifli bir yaşam sürüyor olabilirdim. Yine de azıcık aklımı etkili kullandığım söylenebilir. Bu konuda görüşler var; ajanslara öyle geçti.

Kritik meselelere dair yoğun bir diyalogla geçen 3 saatin ardından, hayat memat meseleleri üzerine düşündüm dün. Konuşabilmek bazı şeyleri değiştirir. Hatta serinletir. Bazen de hiçbir şeye yaramaz. Fazla konuşmak da delirtir. Kendi kendine konuşmak da iyi değildir-kendimden biliyorum duvarlar cevap verme yeteneğine henüz erişmedi. Ama televizyondakilerin benimle konuşacağı günü bekliyorum, The Game'deki gibi. Aslında konuşacak pek çok kişi var etrafımda ama yer-zaman meseleleri; koordinatları uydurma ve konsepti yerleştirme dertleri gerçekten içinden çıkılmaz bir hal alabiliyor gittikçe hızlanan/yuvarlaklaşan dünyamızda... Bu minvalde...

İşte o yüzden susuyorum. Üşengecim çünkü. Ayar tutturmak pek bir zor. Yoruluyorum bu yüzden. Durup durup patlamalarım ondan, değişken ruh halinin dinlenme modundan çıkması. Tehlikeli.

Yorumlar

mustava dedi ki…
değişken ruh haliniz dinle-n-me modundayken de tehlikeli.

koordinat konusunda; iki nokta arasındaki en kısa yol sorunsalı için sizi uzay geometrisine davet ediyorum. newton fiziği ve insanın siyasi-düşünsel evrim'i eşliğinde. aynı düzlemde olmaktan dahi memnunum sizinle sayın D.E.

bir de üşengecim demişsiniz; kuzum siz değil misiniz her gün o yokuşu tırmanan? güldürmeyiniz beni allaseniz sayın D.E.

Bu blogdaki popüler yayınlar

41'den

Annemsiz ilk doğum günü