kendimle dost hayatımda 10 gün geride kalırken kendime olan sevgimin çok da artmadığnı, tersine eskinin boş ve sessiz koridorlarını pek özlemediğimi fark ettim. sessiz koridorlarıma acil yardım fişekleri gönderdiğim günlerden kalan yanık izlerini bulmak mümkün, elimi duvarlara sürtünce... kendi sınırlarıma dayanmışım demek ki yeni duvarlar ve sınırlar edinmenin zamanı gelmiş. yeni dörtduvarlar ve yeni dörtgözle beklenen gelecek... her şeyin tam yeri ve zamanında olmak gibi güzel bir huyu var ki hala bekliyorum tam zamanı gelsin diye tıpkı zamanımın bitmesini beklediğim gibi önceki yazlarda. yaz demek, beklemenin ter ve sıkıntıyla nefes nefese gelmesi demektir zaten. bekliyoruz, onların ve şeylerin yeterli olgunluğa ulaşması için.
şöyle bir bakacak olursak
şöyle bir bakacak olursak geçmişe; hevesliydim, öğrenci kulübü yönettim, dergi çıkardım, yazılar yazdım, insanlarla konuşmaya inandım, duvara yazılar astım, fanzin çıkarttım, siyah ve beyazdım, nettim, mesaj vermek istedim, fotokopiciler ikinci evimizdi, makinelerin sıcaklığında ısındım, gruplar kurdum, insanları bağladım, insanları ağırladım, yazılar yazdım (söylemiş miydim?) müzik gruplarının peşine düştüm, fan oldum, sahne ışığı, bira satışı, kulüp kurdum, imza aldım, sarıldım, konserleri takip ettim, beş bin kişiyle omuz omuzaydım, sıcaktı, yoruldum, uykum geldi, insanlarla konuşmaya inancımı kaybetmeye başlamıştım, yazılar yazdım (orasını biliyoruz) trenlere bindim, uzun uzun yollara düştüm, insanlar etrafımdaydı, konuşmadım, seyrettim, dinledim, dinlenmedim, kendi başımaydım, başka binler de oldu, misafirlerim oldu, ev sahipliğim ve konukluklarım, kafam iyi oldu, kötü oldu, iyi kötü yaşıyordum, gezip dolaştım, otobüs koltuklarında ısındım, vagonlarda terledim, uçaklara ...
Yorumlar