yeni insanlar, yeni mekanlar; hiç kimse tanımıyordan çok az kişinin tanımasına doğru ilerlemeler... hayat, savurduğu kenardan yeniden ortalara doğru çeker mi, yeniden kalabalıkların içine girebilir miyiz acaba? yoksa inzivayı, yeni bir hayat tarzı mı belirleyeceğiz? kenardan köşeden, uzaktan uzaktan, neydim ne oldum'a dair tespitlerde bulunmak daha kolay. ama ilerleme için, hareket için, başkaları ve yeni katalizörler lazım. yeni dertler yeni tasalar; yeni tasarlamalar da gerekli. kendimize tasa yaratmakta üstümüze yok zaten. en ufak bi hareket dertlenmeye yeter. şimdilik kenardan köşeden temkinli bir seyire devam ediyor bünye, el mecbur! belki de biraz dinlenmeye ihtiyaç vardı. yine de kimsenin istemediği, benimse bir türlü bulamadığım koşturmaca, uzaktan çekici geliyor - bizim olmayan herşeyin çekici gelmesi gibi.
şöyle bir bakacak olursak
şöyle bir bakacak olursak geçmişe; hevesliydim, öğrenci kulübü yönettim, dergi çıkardım, yazılar yazdım, insanlarla konuşmaya inandım, duvara yazılar astım, fanzin çıkarttım, siyah ve beyazdım, nettim, mesaj vermek istedim, fotokopiciler ikinci evimizdi, makinelerin sıcaklığında ısındım, gruplar kurdum, insanları bağladım, insanları ağırladım, yazılar yazdım (söylemiş miydim?) müzik gruplarının peşine düştüm, fan oldum, sahne ışığı, bira satışı, kulüp kurdum, imza aldım, sarıldım, konserleri takip ettim, beş bin kişiyle omuz omuzaydım, sıcaktı, yoruldum, uykum geldi, insanlarla konuşmaya inancımı kaybetmeye başlamıştım, yazılar yazdım (orasını biliyoruz) trenlere bindim, uzun uzun yollara düştüm, insanlar etrafımdaydı, konuşmadım, seyrettim, dinledim, dinlenmedim, kendi başımaydım, başka binler de oldu, misafirlerim oldu, ev sahipliğim ve konukluklarım, kafam iyi oldu, kötü oldu, iyi kötü yaşıyordum, gezip dolaştım, otobüs koltuklarında ısındım, vagonlarda terledim, uçaklara ...
Yorumlar