farklı farklı hayat tarzları arasında geçişlerle; bir nevi bukalemun mode-on... hayatta kalma başarımı buna mı bağlamalıyım? geçişler sert oldukça sağlamlığım artıyor! dağ başından deniz kenarına yaklaştıkça ruhum sarsılıyor. önce paralel uzanıp denize, sonra dikine dikine geldik uçarak. sırtımızı hep bozkır'a dayadık, dönüşümüz orası, ekmek parası. etrafında dönüp dolaşıp kaçamadığımız merkezimiz. her türlü iklim ve coğrafi şartına karşı, hala işe yarıyor olmanın keyfi var.
şöyle bir bakacak olursak
şöyle bir bakacak olursak geçmişe; hevesliydim, öğrenci kulübü yönettim, dergi çıkardım, yazılar yazdım, insanlarla konuşmaya inandım, duvara yazılar astım, fanzin çıkarttım, siyah ve beyazdım, nettim, mesaj vermek istedim, fotokopiciler ikinci evimizdi, makinelerin sıcaklığında ısındım, gruplar kurdum, insanları bağladım, insanları ağırladım, yazılar yazdım (söylemiş miydim?) müzik gruplarının peşine düştüm, fan oldum, sahne ışığı, bira satışı, kulüp kurdum, imza aldım, sarıldım, konserleri takip ettim, beş bin kişiyle omuz omuzaydım, sıcaktı, yoruldum, uykum geldi, insanlarla konuşmaya inancımı kaybetmeye başlamıştım, yazılar yazdım (orasını biliyoruz) trenlere bindim, uzun uzun yollara düştüm, insanlar etrafımdaydı, konuşmadım, seyrettim, dinledim, dinlenmedim, kendi başımaydım, başka binler de oldu, misafirlerim oldu, ev sahipliğim ve konukluklarım, kafam iyi oldu, kötü oldu, iyi kötü yaşıyordum, gezip dolaştım, otobüs koltuklarında ısındım, vagonlarda terledim, uçaklara ...
Yorumlar