salgın zamanında ben

İlginç zamanlarda insan kalmaya devam etmeye çalışıyoruz. İnsan olmak için önce sağlıklı kalmak! Varoluşsal sorunlara kısa bir ara. Sorunların biçim değiştirmesi de diyebiliriz belki. Mağaramıza geri çekilince, dışarısı kalmayınca mekan olarak içerisi ve içerideki dertler de değişiyor. Günlük rutinin değişmesindeki isteğin ölümcül sonuçlarla ilişkili olabileceğini yazmıştım daha önce. Son iyi haberden bu yana, önce annemin ölümü, sonra küresel salgın derken resmen başka bir dünyanın içine girdik.

Ders notu hazırlamak, Rüya ile uğraşmak, biraz kafa toplamak ve dağıtmak için video çekmek ve bu süreçten az önce başlayıp devamında hızlandırdığım kısa öyküler yazmak. Bu ara günlük rutin bu. "Neyiz ve nerelerdeyiz, bilemiyoruz". Kaçabildiğim bir odam yok.

Kendime ve hayata dair çok da bir tespit falan yapmadım. Yazamamak, düşünememek, sessiz bir ortam bulamamak şu anda en zorlayıcı olanı...

Blog yazılarını tasnifledim, bazılarını tekrar hatırlattım. Böylece hızlı bir kişisel geçmiş turu da yapmış oldum evde kal günlerinde. Daha önceki evler ve anıları canlandı, hatırlandı ve orada kaldılar. Tıkladım gitti...

Beklemek konusunda iyi olduğumu da ifade etmiştim sanki. İyi yaptığım işleri daha iyi yapma konusunda deneyim kazanıyorum. Yazarkenki esoterikliğim yaşarken yoktur; daha iyimser olmaya çalışırım ama yine de akşamları "bir üşüme mi geldi, boğazım mı gıcıklanıyor, belim niye ağrıyor, kaslarım mı ağrıyor, ateşim mi yükseliyor" triplerine de girmedim/girmiyorum değil. Bunlar da henüz normal insan olduğumun kanıtı, yaşasın, yaşıyorum! "Başım yukarıda meydan okuyorum hayata" ve koronaya! Gidip zırt pırt kolonya dökünerek... Normal bir insan olmak isterken derken anormalleşme eğilimleri. Yeni normallik!

Normal hayatımıza devam etme isteğiyle, eskinin zaten iyi olmadığını bilerek onu değiştirme zorluğu arasında gidip geliyoruz. Ki rutin değiştirme konusunda pek istekli değilimdir. Önceleri okula gitmezken kendimi iyi hissetmiyordum, şimdi okula gitme ihtimali belirince... Girdiğim kabın şeklini alıyorum, çok uyumlu ama pek huzursuz bir insan olarak içten içe yaşıyorum hislerimi. Bir de burada sevgili blogta. Okuyun diye dertleniyorum, başka bir derdim yok. Her şey sizin için!  Dışarısı olmadan içeri de olmuyor. Pencereden baktığım hayat, içeriyi şekillendirmiyor. Çıkıp bir dertlenip gelmem gerek ama bu kez ölümcül olabilir. "Korku yakamdan düşmüyor!"

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

41'den

Annemsiz ilk doğum günü