Kahvaltıları yalnız yaptığım temmuz ayları... Hafızamın iyi olduğunu sanırdım ama artık unuttuğumu fark ettim pek çok şeyi. O yüzden hatırlatırım kendime arada bir, geçen hafta/ay/yıl bugünlerde ne yapıyordum. Yaptıklarımı yapamadıklarımı düşünürüm. Ne gerek var bilmiyorum. Beyin jimnastiği, geliştiremediğim kasların yerine mi? Bir iz bırakarak geçip gitmiş olmanın hevesi mi? Aradığını bulamamış olmanın üzüntüsü mü, tam da istediğim buymuş diyerek istediğin hayatı yaşamanın duası mı? Eski şarkılar, filmler içerideki şeyleri yerinden kıpırdatırken üçüncü 10 yılın başında acaba yeni bir ben mi oluyorum, yoksa yerimde mi sayıyorum? Zihinsel olarak olmasa da fiziksel olarak geriden geldiğim, yaşımı göstermediğim ortada. Böyle yavaş yavaş ilerleyerek önümüzü daha iyi analiz edebiliyoruz belki de. Önümdekilerin, çevredekilerin neleri dert ettiklerini görüp şaşırıyorum, ben de mi böyle olacağım? Farklı bir hayat yaşama şansın var mı? Tarihsel ve sosyal koşullar içinde... bla bla...
şöyle bir bakacak olursak
şöyle bir bakacak olursak geçmişe; hevesliydim, öğrenci kulübü yönettim, dergi çıkardım, yazılar yazdım, insanlarla konuşmaya inandım, duvara yazılar astım, fanzin çıkarttım, siyah ve beyazdım, nettim, mesaj vermek istedim, fotokopiciler ikinci evimizdi, makinelerin sıcaklığında ısındım, gruplar kurdum, insanları bağladım, insanları ağırladım, yazılar yazdım (söylemiş miydim?) müzik gruplarının peşine düştüm, fan oldum, sahne ışığı, bira satışı, kulüp kurdum, imza aldım, sarıldım, konserleri takip ettim, beş bin kişiyle omuz omuzaydım, sıcaktı, yoruldum, uykum geldi, insanlarla konuşmaya inancımı kaybetmeye başlamıştım, yazılar yazdım (orasını biliyoruz) trenlere bindim, uzun uzun yollara düştüm, insanlar etrafımdaydı, konuşmadım, seyrettim, dinledim, dinlenmedim, kendi başımaydım, başka binler de oldu, misafirlerim oldu, ev sahipliğim ve konukluklarım, kafam iyi oldu, kötü oldu, iyi kötü yaşıyordum, gezip dolaştım, otobüs koltuklarında ısındım, vagonlarda terledim, uçaklara ...
Yorumlar