içimde kalan
Kısa bir tatil, hep birlikte yurtdışı; sonra olaylar olaylar, bekleyiş, gerilim. korkuyu beklerken'in pratik hali... halbuki ne güzeldi edebiyat ve teoriyken. gerçek hayat acıtıcı ve can sıkıcı. söyleyemediklerim ve yazamadıklarım içimde birikiyor ve mide bulandırıyor. tek yapabildiğim iş olan okuma ve yazmaktan da uzaklaştım. zaten pek bir işe de yaramadılar bugüne kadar. yeni bir hayat büyütüyorum derken, herkes gibi olup rahatlayacağım sanırken hayalkırıklığına düştüm. her akşam başıma bir iş gelmedi diye şükrediyorum. korkunun esir aldığı bünyede sıkışıp kaldım. dil öğrenmek ve yüzmekten vazgeçtim diye mi? kaçış hatları kapandı gitti. günlük rutin uyutuyordu, tek faydası buydu. kafasını ütüleyecek eş dost da olmayınca biranın rakının da tadı kalmıyor, uyanık kalmanın da... velhasıl kendi sıkıcılığıma memleketin derdi ve hayatta kalma mecburiyeti eklenince müthiş 30'larımın ortası, bozkır tekdüzeliğine fon oldu gitti.