Kayıtlar

Aralık, 2019 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

annem öldü

Gördüğüm en gerçekçi korku hikayesiydi. Bizzat yaşadım. Korkunun içindeydim artık, beklemekten öteye geçtim. Kafalar eğildi yükseldi, döndü dolaştı, ağızlar açıldı kapandı, sular seller oldu, yağmurlar ve göz yaşları boşandı, eminim yakındaki deniz de morardı ve başımızdaki palmiyeler de turunculaştı. Herkesin başına gelen bir şey oldu. Herkesin bildiği sır. Ölüm. Annem öldü. Kaskatı bir gerçeklik. Hastanede, morgda, mezarın içinde... Başka bir bedenin içinde olan biteni izliyor gibiydim. Aslında her sürecin içindeydim. Ben hem orada hem değildim. Belki hep kaçmak istedim ama dönüp dolaşıp aynı yere geldim. Aile. Kalabalık. Toprak. Annemle aram hep iyi oldu. Bu hem sevinilecek hem üzülecek bir durum. Onu hep iyi bir şekilde anabileceğim. Ama bir daha iyi bir anımız olmayacak. Olan oldu çünkü ölen öldü. Ölenle ölünmüyor ama çok net eksiliyorsun. Toprağın içindeyken bunu hissettim. Her kürek atışında eksildim. Her yürek atışında ona yaklaştım. Her nefeste eksilme devam ediyor. Herkes

nasılsın?

Bu aralar popüler bir kalıp var; "şu tarz insanlardan uzak durun", "böylelerini hayatınızdan çıkarın" vs. Kimseyi özel olarak hayatımdan çıkardığımı, defterden sildiğimi hatırlamıyorum; ama eminim üzerim silinmiştir başkaları tarafından çeşitli nedenlerle. Kimseye bilerek bir kötülük yapmak istemedim, bilerek yalan söyleyip üzmüş olduğumu da hatırlamıyorum ama yine de öyle veya böyle canlarını sıkmışımdır. Benim canımı en çok sıkanlar ise, "sen nasılsın-neler yapıyorsun" diye sormayanlar. Laf olsun diye değil gerçekten sormaktan bahsediyorum. Gerçi ağız alışkanlığıyla bile sormayı akıl etmeyenler var. Yani gerçekten başkasını dert etmeyenler.  Geçen gün bir arkadaş sorunca, daha doğrusu uzakta olduğu için yazınca, fark ettim. Bir şeyler anlatmayı özlemişim. Yakın dönemde gerçekten bir diyalog kurmak çok zorlaştı. İnsanlar aslında konuşmuyor; tek taraflı bildirimde bulunuyor. Tebliğ. Monolog. "Ben böyleyim abi" insancıkları. Biraz da sosyal medy