Kayıtlar

Ekim, 2018 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

patika

Evin önünden geçip giden ve ileri doğru uzayan bir toprak patika var. Bir tarafı hala bahçe, ağaçlar ve yeşillik, diğer tarafı koca binaların önünde onu taklit eden küçük bir çimenlik. Tam anlamıyla bir vaha. O sol taraftaki bahçeye ne zaman kazma vuracaklar endişesindeyiz. Toprak patika/yol romantizmi, iki taraf arasındaki sıkışmışlık, tabii ki hemen kendime döndürüp kullandığım bir metafor. Zaten kendimden bahsetmiyor muyum burada? Biraz benden bahseden kim kaldı? Yolun üzerine asfaltı döküp, bahçeye de inşaata başladıklarında, hıh tam bana benzedi diyeceğim. Eskilerden kalan bir esinti... Üşütük. Kim kaldı eskilerden? Ben ve metaforlarım, anaforlarım. Dönüp durduğum dalgalarım.  Patikanın çıktığı yerde kesemedikleri ceviz ağacı. O zaten başlı başına şarkı. Yolun beri yanında, bizim tarafımızda da ceviz ağacı var.  İki sınır işareti. Arada kavaklar ve bir yıkıntı. Büyük ihtimalle eski bir bahçe evi. Eskilerden kaçıp gelinen, belki hangi işlerin döndüğü, belki hiç bir şey yap...