sarf ve para
yalnızlığı satın almak, çok pahalı. tek kişilik ev, tek kişilik oda, tek kişilik yatak, tek kişilik hayat. hepsi için üstüne para veriyorsunuz. üstüne üstüne üstlük, eksik kalıyor hesap. bulaşıkları yıkayabilirim, diyince öncelikle kirli çamaşırları önünüze sürüyorlar. temizliğin her türlüsünü seviyorlar. ama üstünüze üstünüze gelen fatura ve borçlar, hepsini tertemiz etseniz bile, cebinize bahşiş bile koymuyor. çok çaba sarf edip ya da hiçbir şey yapmayıp pazarın en nadide ve en pahalı ürününü aldığınızda, ucuz etin yahnisi yenmez diye avunabilirsiniz. kafanızı şişiren kimsenin olmaması için, tüm yahnileri çöpe atmak gerekiyor. yahnisiz bir hayat, çekilecek gibi değil. bu hayatı çekilir kılmak için sonunda kelle çorbanızı, bayat ekmek doğrayarak; beyin haşlamanızı ekmek arasına koyarak; can sıkıntısını sandviç yapıp yiyebilirsiniz. araya aldığınız, en pahalı etin en nadide yeridir (ikinci nadide). halbuki zamanında sadece et yemek için sarf ettiğim özel çaba, dişlerimin arasındaki p...