ne kadar tecrübesiz...

Yeni yıla yeni kitaplarla girmek istedim ama okuduğum kitaplardan pek keyif almadım. Uzun süredir okumak istediğim isimlerin rastgele kitaplarını seçtim -Selim İleri ve Latife Tekin-; olmadı, sarmadı. Özellikle Selim İleri'ler hayalkırıklığıydı. Tam olarak ne aradığımı bilmiyordum ama yine de bu kadar az etkileneceğimi tahmin etmemiştim. Yeniden sarsıcı birşeyler okumak istiyordum sadece...

Yazmak için yeni şeyler okumak gerekli. Akademik olarak da... Farklı konularda yazma denemelerimde hala tez ekseninden kopamadığımı görüyorum. Bak hala "eksen" gibi kelimeler...

"Bu bağlamda", zamanın geçmesini beklemek en iyisi. Zaten iki hafta içinde başlayacak tempoyla, uzun süredir istediğim birşeyi -yoğunluğu- gerçekleştirmiş olacağım. Böylece zamanı daha iyi bölümlerim diye umuyorum. Olmazsa, birkaç ay sıkıntıyı çekeriz; ekmek parası...

Yeni insanlarla temas kurdukça, olaylar karşısında ne kadar bilgisiz ve tecrübesiz olduğumu anlıyorum. İmalar, işaret etmeler, aslında ne demek istemeler arasında, "hani ben çok iyi kıvırırdım; kelimelerle oynardım" falan fişman diyorum. Onlar beni kıvırıyorlar. Henüz bir köşeye atmadılar. Ben pek çıkmıyorum inimden. Verilen tavizleri sınırlı tutmaya çalışıyorum. Ne kadar mümkün, bilmiyorum. Artık onların malıyım!

Kar yağdı ve herşeyi örttü; herşeyin altında kaldım ve eridim. Sonunda yeniden kuraklığımı anlayacağım. Ne kadar yeşillenmeye çalışsam da eksik olan birşeyler engelliyor meyveleri. Ne olduğunu bilmiyorum; olmak istiyordum sadece...


Yorumlar

Adsız dedi ki…
Brautigan. Willard. türkçesi kaybolup gitmeden. ya da orijinalinden.

belki, bir ihtimal, henüz yolunuz kesişmediyse İskenderiye Dörtlüsü.

en olmadı
Algernon'a Çiçekler.

sonra Türk yazarlara dönersiniz.
yavuzy dedi ki…
teşekkürler. okumadığım isimler. açıkçası yabancı yazar/çeviri kitaba biraz mesafeliyim.
Adsız dedi ki…
tahmin ettiğim için yazdım. Yazınızdaki başka kapıları da açmalı havasına istinaden.

Brautigan saçmadır. O kadar saçmadır ki nefes aldırır. Absurd edebiyatı sevip sevmeyeceğinizi bilemem ama ne aptal kitapmış deseniz bile kafanızı dağıtacağına eminim.

Algernon'a Çiçekler'in bir eşi yok bence. 100 sayfa bile değildir belki. Olabilecek en yalın romanlardan. Sayfadan sayfaya puntoların değiştiği, orijinaline uygun bir baskısı vardı bir zamanlar. Bulursanız seveceğinizi sanıyorum.

(Ali Poyrazoğlu adını Kobay yapıp altına da imzasını atmıştı zamanında, ben yazdım diye...)

Bu blogdaki popüler yayınlar

Annemsiz ilk doğum günü

Çok gezen mi bilir çok okuyan mı?

Öyküler