yaşadım ve çaldım
Bizim evde hiç müzik aleti olmadı ama çevremde de oldukça çoktu. Arkadaşlarımın gitarları, bağlamaları, kemanları her zaman saygı duyduğum nesneler olmuştu. Tellerine, penalarına, mızraplarına, saplarına dokunmak bana başka bir zaman geçişin olasılığını hissettirirdi. Bu hisler pratiğe uzun süre dökülmedi. Tabii bunlar bir yandan da zenginlik göstergesiydi. Bizim gibi memur ailesi için bunlar tamamen lükstü. Öyle 5 yaşında ilk bestesini yapan, 9 yaşında ilk ödülünü alan müzisyenlerden değilim anlayacağınız. Pek bir aile desteği falan da görmedim. Yine de içimde bir müzik sevgisi olduğunu söyleyebilirim. Genelde haber dinlemek için kullanılan evin önemli şahsiyeti radyoda, ben engel olmazsam hemen kapatılan klasik müzik eserlerindeki aletlerin ne olduğunu, ansiklopedilere bakarak tahmin etmeye çalışıyordum o zamanlar. Müziği hayal ediyordum diyebiliriz. Başka bir aleme geçmenin aracısıydı o. Şimdi sizlerin karşısında bir başarı hikayesi olarak otursam da aslında benim piyanoyla mac...