İnsanları ciddiye almadığım yönündeki eleştiriyi, ciddiye almalıyım sanırım. Kendimce kurduğum oyunlara fazla bulaşınca, ne yaptığımın farkına varamıyor olabilirim. Söylediğim sözler, ağır oklara dönüşebilir. Bu olasılıklar can sıkabilir. İnsani ilişkilerdeki gereklilik kipinin dışına çıkmak için, dilek-şart kipine geçmek, olasılık bildirimlerinden daha iyi olabilir, kabul ediyorum. Dilek-şart'ta sınırlı kalmak ise neredeyse mümkün değil. Bir şekilde, şu -meli/-malı'lar hayatımızdaki yerlerini alıyor. İlişki doktoru olmuş insanları anlayabiliyorum, ama herkesle nasıl aynı tonda yürüttüklerini merak ediyorum, hani doktorlar da sigara içer ya, onun gibi bir defo bekliyorum onlardan da... "Kusur, benim imzamdır", herkesin bir imzası vardır gerçi; ben sürekli hata yapmak ve kendi sınırlarıma fazla takılı kalmakla imzalıyorum hayatımı. Kendi kip'liğimi, ortak dil bilgisine inatla kuruyorum. Bir de, kızarıklık ve kabarmış bir vücut, pazar akşamı sıkıntısına renk kat...