Albümün en iyileri Tahta Kılıçlar ve Kara Şair olarak netleşiyor benim için. Genelde albümlerde arkada kalan şarkılardan favori seçmeyi severim. Zaten albüm, Her Şey Siyaha Giderken'den sonra çizgi değiştiriyor gibi; daha Cenk Taner albümü havasına giriyor. Öyle ki "Silah Sesinde Yunuslar" ile iyice dibe vuruyoruz, karanlığın en koyu yerine yaklaşıyoruz. En sonda "Kadıköy Karabatakları" neşeli melodisiyle bir alarm gibi bizi uyandırıyor uykudan. Uyandığımızda daha mı iyiyiz bilemiyorum.
İlk bölümde, "Felek Felemenk'ten Geçmiş"te ile bir "Şeyler Arasında" havası, "Geyikli Baba Uzaylılar Şarabı" ile "Duymuştum Şehirdeydim" eğlencesi bulmak mümkün. "Aklımın Sibiryası" ve "Bir Şehre Merhaba Dedim", "Doğdum Ben Memlekette" melodikliğini devam ettiriyor.
Annemsiz ilk doğum günü
Annemsiz ilk doğum günü. Pek çok şeyin ilki gibi, bunun da ilki varmış. Pazar günü mezarını ziyaret ettim, çiçek diktim. Umarım tutar ve büyür. Bu yaşa kadar pek çok işim tutmadı, ama dertleri içimde büyüdü. Yine de aynı şeyleri yapmaya devam ettim. Denedim ve yenildim. Kimi zaman beraberlikler ve galibiyetler de oldu. Daha önce yazdığım gibi orta sıralarda, "hem önemsiz hem de nemsiz bir yerde" hikayemiz geçip gitmeye devam ediyor. Bazı rutinleri bozmayı sevmiyorum, bu da öyle. Yaşayıp gidiyoruz işte, "yıllar geçiyor yaşlanıyoruz galiba..." Arada ufak tefek mutluluklar, küçük başarılar ve büyük umutlarla nefes alıp vermeye devam...
Yorumlar