muhasebe #13

bir yılın son günleri yine geldi geçti bir hızla; döndük dolaştık daha eski hücrelerle donandık, kemiklerimiz bir gıdım daha kısaldı, omuzlarımızda yükler biraz daha arttı, kafamız daha çok karıştı ama bu bize eski tatları vermez oldu, ağzımızın tadı değişti, zaten tohumların genetiği değişti, oldu da bitti herşey, yine bize kaldı götürüsü, tortusu, hüznü.

Geçen yılın sonları kadro değişimiyle başlamıştı, ardından 2013 kitabi bir yıl oldu. Daha önce de olmuştu ama bu sefer kişiseldi. Beklendiği gibi pek ses getirmedi; bir kaç tebrik mesajı yine de mutlu etti. Kayıtlara geçmiş olmanın sevinci yetti. Dersler, öğrenciler, kağıtlar, nefes tüketmeler, konuş konuş konuş ve ilk kez iş yüzünden yorgunluk derken yaz tatili özlemi daha çok belirdi. 2013 yazının direniş yazı olması aslında bana çok malzeme çıkardı, yazdık çizdik, faaliyet raporlarını genişlettik. İşimizde gücümüzdeydik, yeni hayal kırıklıkları da bu işin gücün niteliğinin değiştiğini hatırlattı. Yukarıların, dışarıların, gerçek hayatın kurduğu dizgeye ne kadar yabancı olduğumu anladım. Fanustan çıktığımı hissettim. Sudan çıkmış balık olmuştum. Şaşıracak çok şey vardı ama bende mecal kalmamış gibiydi. Çocukluğun izleri de peşimi bırakmıyordu. Kendi belirlemedeğim şeylerin derdini çözmek için yine yollara düştük. Saydılar saydılar az çıktı, derdim tasam yetmedi. O ara tahta kılıçlarla savaşmanın önemini hatırlattı yeni albüm. Son bir ayım kaptanın dizeleriyle geçti. Daha az kitaptan etkilendiğim, daha az şarkıyı öğrendiğim, daha az şaşırdığım bir dönemde imdada yetişti yoldan çıkmış şarkılar. Ben bir yola girmiş ve şimdilik çıkmam zor görünürken, en azından kendi şeridimi korumanın çabasındayken, başka yolların varlığını hatırlattı. Gelecek önümüzde ve daha erken teslim olmak için. Kaç yıl üst üste aynı yerde kalabildim ki şimdi buraya esir olayım, değil mi?

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

41'den

Annemsiz ilk doğum günü