Yaz bitti ve tempo yeniden başladı. Bir kişinin kulağına kar suyu kaçırır mıyız acaba diye başladığımız dönemler, kar yığınlarının altında kalmakla sonuçlandı hep. Neyse ki çığların altından çıkabildim el yordamıyla. Ama yorgunluk kalıyor tabii geriye. Karda yürüyüp izini belli etmemek zor. Karda uyuduğunu sanıp ölüme doğru kaydığını fark etmemek de... Kar metaforlu bu açıklamalar içimdeki soğukluğu yeteri kadar ifade ediyor. Ateşler söndü ve geriye donmamak için bir mücadele başladı. Metaforlar da bitti. Gerçeklik kaldı. Bu kadar gerçek bir hayata koşar adım gittiğimi bilmiyordum hayallere dalıp yürüdüğüm günlerde. Daha iyisini hak ediyordum bence. Ama nedense olmadı. Sıradan bir taşra bitkisi haline geldim. Nadiren yeşillenip çoğunlukla can sıkıcı bir sıradanlıkta. Kar beyazlığıyla başlayıp bozkır sarısına dönüşmek içimdeki boğuculuğu yeteri kadar ifade ediyor. Sarılar boza, kahverengiler mora dönüştü. Olan biten, sonuçta, iki satır yazı yazmanın mutluluğu olarak kaldı. Bari çocuğum benim gibi olmasın; mutlu mesut, şen şakrak olsun dedim ama onda da çuvallıyor gibiyim. Ben babamdan ne kadar uzaklaşabildiysem, o da benden o kadar kopabilecek sanki. Nesilden nesile aktarılan dert, hiçbir şey ifade etmiyor.
41'den
20'li yaşların ortalarından beri devam ettiğim bu blogta hala ne yazabilirim bilmiyorum. Yaşıyorum ve ölüyorum. Her nefes beni sona yaklaştırıyor; o yüzden nefesimi tutuyorum. Denizin altında tabi, 20 bin fersah altında; bambaşka bir yerde, gidemediğim, olamadığım, bulamadığım herhangi bir yerde. Burada. Alıyorum ve veriyorum. Hayatta kalıyorum. Eski yazdıklarıma bakıyorum. Bugün olsa yine yazardım Elimde olsa 20'lerde kalırdım. O zamanlar 40'lar nasıl olur diye bir soru aklıma gelmiyordu. Ölümü ya da yaşlanmayı pek aklıma getirmiyordum. Okuduğum kitaplar, izlediğim filmler, gördüğüm güzellikler daha önemliydi. Şimdi bakınca görüyorum ki anı yaşamışım. Sanki yaşamıyor gibiydim ama yaşamışım. Daha iyi günler özlemi hep vardı; demek ki yarın daha güzel bir günmüş. "hep yarın olsun." Bugün yeniden 20'lere dönseydim yine aynı şeyi yapardım, cebimdeki bozuklarla İmge'den kitap alıp, çok satış yapıyor zaten diye Dost'tan dergi çalardım. Yakalandım ama ols
Yorumlar