Filmler kitaplar fotoğraflar

Ahlat Ağacı'nı izledim; Hasan Ali Toptaş'ın yeni kitabını okumaya başladım; eski tatlar, eski titreşimler ama aynı hazzı vermeyen işler. Ardından bir de eski günlerden kalan kutular açılınca, eski mektuplar, biriktirilen biletler, gidilen yerler, fotoğraflar... tam anlamıyla nostalji oldu. İmalar, acabalar, doğru-yanlış sayıları ve öğrenci olduğunu gösterir belge. Hangisi gereksizdi bunların, atmak lazım. Gereksiz olan bu dert tasa mıydı? Yeniden bir seçim yapma şansım var mı? Geri dönsem aynı birikintilerin altında mı kalırım?  İyi kötü bir şeyler yapmaya çalışan, içine doğduğu kabuğu değiştirmeye çalışan biriydim, elimden geleni yaptım. Uğraşırsam, çalışırsam, denersem değişeceğini düşündüm. Sonra Adana-Pozantı otobanında aynı şarkıları dinledim durdum. Aynı şarkılardan farklı manalar çıkardım bu kez. Eskiler aynı hazzı vermiyordu. Şarkıları cover'lamak gerekli.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

41'den

Annemsiz ilk doğum günü