Kayıtlar

Mayıs, 2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Peter Handke - Çocuğun Öyküsü

Salgın günlerinde evde uzun süre bir şey okumadan durdum; uzaktan eğitim, ev işleri, tedirginlik, Rüya ile uğraşma... Okumaya yeniden başlarken bu sonuncu konuya temas etmiş olmak, tabii ki tesadüf değil. Tercihlerimiz, biziz. Metis'in Mayıs kampanyasından aldığım kitaplarla yaz havasına da ufaktan girmeye başladım. Peter Handke, tartışmalı Nobel sahibi yazar; ki bu kitapta da yer yer siyasi meselelere değinmiş; Çocuğun Öyküsü'nden: "tam da bu dönemde adam, yaşayışı ve yaptıklarıyla döneminden kaçtığını ve gerçekliği görmezden geldiğini,giderek daha sık duymak zorunda kalıyordu kendisini ziyarete gelenlerden. Eskiden olsa böyle suçlamalara karşılık verirdi. Ama çocukla geçen bunca yılın ardından, artık hiç kimse ona gerçekliğin ne olduğunu söyleyemezdi. Çalışmayla çocuk arasında kararsız kalışının çözümsüzlüğü de, "modern zamanın" yalan yaşamından nihayet arınmış ve olayların üzerinde kalan bir tür durağan ortaçağı çocukla birlikte sürdürdüklerini yavaş yavaş kes...

youtube ve spotify işleri

Youtube videoları nda kendi çalışmalarım olan kitapların tanıtımlarıyla başlayıp, okuduğum ya da önerdiğim edebi kitaplara geçiş yapmıştım geçen yıl bugünlerde. Daha sonra da siyasal kavram ve konulara dair videolar çekmeye başladım. Bunların kitap videolarından daha çok ilgi gördüğünü söyleyebilirim. Özellikle neoliberalizm videosu ... Tabii video çekerken, arka planı ayarla, ışığı ayarla, ne giyeyim, bir önceki videoda ne giymiştim kontrolü, sakallar fazla mı uzun, kıyafet kırışık mı, gözlük camı parlıyor mu diye dertlere de giriyorum. Eee el içine çıkıyoruz. 6 milyardan ya da 83 milyondan bir kaç kişi uğrasa da iyi görünmek lazım. Bir iki akademik arkadaştan iyi yapmışsın/iyi gidiyorsun teşvikini gözümde büyüterek moral topluyorum. Arada video altlarına ve mail adresime sorular da geliyor. Büyük ihtimalle hocalarının sorduğu sorularla veya ödevleriyle ilgili öğrenci soruları... Yakın zamanda dünyayı saran salgınla ilgili gündemi yakalamaya çalıştığım da oldu; uzaktan eğitim mese...

salgın zamanında ben

İlginç zamanlarda insan kalmaya devam etmeye çalışıyoruz. İnsan olmak için önce sağlıklı kalmak! Varoluşsal sorunlara kısa bir ara. Sorunların biçim değiştirmesi de diyebiliriz belki. Mağaramıza geri çekilince, dışarısı kalmayınca mekan olarak içerisi ve içerideki dertler de değişiyor. Günlük rutinin değişmesindeki isteğin ölümcül sonuçlarla ilişkili olabileceğini yazmıştım daha önce. Son iyi haberden bu yana, önce annemin ölümü, sonra küresel salgın derken resmen başka bir dünyanın içine girdik. Ders notu hazırlamak, Rüya ile uğraşmak, biraz kafa toplamak ve dağıtmak için video çekmek ve bu süreçten az önce başlayıp devamında hızlandırdığım kısa öyküler yazmak. Bu ara günlük rutin bu. "Neyiz ve nerelerdeyiz, bilemiyoruz". Kaçabildiğim bir odam yok. Kendime ve hayata dair çok da bir tespit falan yapmadım. Yazamamak, düşünememek, sessiz bir ortam bulamamak şu anda en zorlayıcı olanı... Blog yazılarını tasnifledim, bazılarını tekrar hatırlattım. Böylece hızlı bir kişisel...

8 no'lu öykü

Zamanın geçmesini beklemek konusunda iyiyimdir. Beklerken eski defterleri açmakta da... Kapatılmış muhasebe kayıtlarını bozup yeniden denkleştirmeye çalışmak huyu da ailevi olabilir. Tedirginlik ve kötü bir şeylerin olacağını beklemek ise yaşanılan toprakla ilgili... İşler yolunda giderken, olan biteni fazla dillendirmeyip susmak, gelenek görenek meselesi. Sevip kolladığımız şeylerin eriyip gitmesi, tersine dönmesi, alışıldık. Hayalkırıklıkları üzerine inşa olmuş bir hayatı en güçlü yapıştırıcılarla yapıştırsam da bağlantı izleri belli oluyor. Yapıştırıcıyı bolca sürüp üflüyorum hızlı hızlı; nefes al ver nefes al ver. Yaşa, yaşa, yaşa, ölümüne yaşa! Yani o kente gitmesem, şu kişiyi seçmesem, bu sınava biraz daha çalışıp başka bir işe girsem... İstek kiplerinin dilek-şart kipine dönüştüğü günler. Seç, çalış, gir, yap. Otur ve yaz. Anılarım. İyi denemeydi. Daha önce de çeşitli denemelerim oldu; farklı şehirlerde yaşamayı ve farklı işler yapmayı denedim. Nedense hep dönüp dolaşıp bu...