9 no'lu Öykü

 Öylece duvara bakarken  bir şeylerin kitaplıktan aşağıya doğru sızdığını fark etti. İnce bir çizgi, siyah bir kan gibi, bir karınca sürüsü akıyordu duvardan. Gözlerini biraz kırpıştırıp odaklanmaya çalıştı. Böylece dümdüz değil de inişli çıkışlı bir şeylerden oluştuğunu fark etti. Bir harf katarıydı bu. A'lar, H'ler, küçüklü büyüklü harfler arka arkaya dizilmişti. Önce aşağı doğru sonra hafif bir kıvrımla yukarı. Bir tepeden diğerine giden harf treni. 

Yavaşça doğrulup duvara doğru yaklaşırken dizlerindeki kalem ve defter de yere düştü. O sırada ince çizginin yavaş yavaş dağılıp birer sıra olmaya başladığını gördü. Kitaplıktan duvara akan hat, yeni bir düzene giriyordu. Karaltı gittikçe anlamlı hale gelmeye başladı. 

Akıntıyı kaynağına doğru takip etti. Bir kitabın içinden kan gibi sızıyordu harfler; duvara doğru akıp orada yeniden sıralanıyorlardı. Kitabı çekip aldı raftan, açtı, o ince sızıntı dağıldı birden. Harfler pat diye yere düştü. ayaklarının dibinde mürekkep siyahı bir gölcük oluştu ama oradan da duvara doğru gitmeye devam ettiler. 

Duvarda dizili kelimeler cümlelere, cümleler aşağı doğru paragraflara dönüştü. Kitap okunmak istiyordu belli ki. Kendini yeniden göstermek. 

Cümleler en dibe kadar yere indi, halının üstüne doğru sıralanmaya devam ettiler. Halıyla zemin arasındaki kabarıklık çay ya da kahve dökülmüş kitap sayfası gibiydi.  Hafiften geri çekildi, yazı aksın, cümleler devam etsin diye. Koltuğun üstüne doğru tünedi, sonra biraz daha geri çekilip pencere pervazına kadar geriledi. Harfler kelimelere, kelimeler cümlelere dönüşmeye devam etti. Birazdan cümleler bütün odayı dolduracaktı. Bir şeyler yapmalıydı. 

Cümlelerin akışını takip etmeyi bırakıp duvarın en üstüne bakıp cümleleri okumaya başladı. Çok sevdiğini hatırladığı o giriş cümlesi. Giriş cümleleri hep metnin asıl geleceğini belirler. 

Okudukça harflerin yeniden baştan sona doğru çözüldüğünü gördü. Elindeki kitabın boş sayfaları yeniden doluyordu. Tersine bir göç başladı. O okudukça duvar yeniden eski rengine döndü; kitapta çay dökülen yer görünmeye başladı. Kitap yeniden harflerle doldu. Bir tek, kitapta sayfalara aldığı notlar yerine gelmedi. Yere düşen defterini aldı. Notları oradaydı.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Annemsiz ilk doğum günü

Çok gezen mi bilir çok okuyan mı?

Öyküler