muhasebe#2

Bu yıl çokça ürün aldım. Emek verdiğim kitaplarım çıktı. Birçok yazım yayınlandı. Ama ben neredeyse hiçbirinden tat almadım. Ağız tadı olmayınca, alınan nefesin de pek anlamı olmuyor. Anlam olmayınca, bağlam da olmuyor. Bağlam olmayınca, salınıp duruyorum. Duruyorum.

Tarihe not düşmekle kaldık. Tarih olduk. Tarih yaptık. Yaparken iyiydi de geride kalınca kötü oldu. Anladım ki sonuç almayı değil, sonuca gitmeyi seviyorum. Ama hiçbir zaman sonuca giden yol puan almaz. Hoca salladığımı anlamasın diye küsüratlı sonuç yazsam da bir şey değişmez. Atıp tuttuğum yazılar, ben öldükten sonra anlaşılır artık. Yüzüme söylenemeyenler, ardımdan söylenir. Yanlış, yanlıştır. Eksik, eksik. Yol önemsizdir. Gittiğin yol, yol değil. O kadar yol tepsem de anlayamadım gitti: Vardığım yer, kitapçıların kuytuları; arşivlerin tozları.

Bu yıl az film seyrettim sinemada. Ama seyrettiklerimin hepsi iyiydi. Evde seyrettiklerimin çoğu benim tercihim değildi. Kendi tercihlerim olmayınca, daha iyisi oldu. Onun tercihleri için kendimden vazgeçtim. En güzel yanı buydu. Bir an için onun yerine geçtim. "Bir kere daha yandı canım ama gördüğüme sevindim".

Böylece bir kere daha istediğim şeyle aradığım şeyin aynı olmadığını gördüm. Peşinden koşup durduğum şey, aslında istediğim şey değildi. O yüzden durup durup koştum. Çünkü öyle olması gerekiyordu. Koşup koşup durursam, olmazdı. Böyle bir ton boş cümle kurulması gerekiyordu. İmparatorluğun yeni sınırlar keşfedip, oralardan dönmesi gerekiyordu. Sınır tutmak değil, sınır yıkmak yaraşırdı bize.

Yorumlar

E.A.Şeran dedi ki…
ne hesaaabım, ne kitaaaabım var bu yıl için. Hesapsız kitapsız bir insanım yine!

sana da iyi yıllar:)

bol bol yaz, bol bol okuyalım...

selamlar,
oza
E.A.Şeran dedi ki…
aman yanlış anlaşılmasın hesapçısın kitapçısın demek istemedim :)

bak yaaa neye takıldı kafam hemen!

neyse,
iyi yıllaaarr iyi yıllaaar
iyidir yıllar iyidir yollar...

Bu blogdaki popüler yayınlar

41'den

Annemsiz ilk doğum günü