seçimim

yeni bir seçim öncesi, yine aynı duygu: çok kalabalığız. bu kalabalık içinde, diplerde derinlerdeyiz. çokça tantana, çok ses var. hayal dünyası çok geniş insanlar kendi dünyaları ile çok meşgul insanlar, kendine yarattıkları dünyaya inana... bizler. kendi seçimlerimi yaparken yarattığım dünyaya inanmam gibi; önce kendimi inandırıp sonra da başkalarının inanmasını ummak. her şeyi değiştirebileceğimle hiçbir şeyi değiştiremeyeceğim arasındaki çizgi, çok geniş bir skalada dalgalanıp duruyor; düz bir çizgi değil, eğri; iki nokta arasındaki sonsuz grafiti.


kalabalık içinde kendi yalnızlığına çekilme klişesini tüketmeseydim, iyiydi. oradan daha çok ekmek yerdik. şimdi herkes kendi içinde kalabalık; çok kişilikli, karmaşık ve belirlenemez. tüm bunlara karşı sabitliğimi ve basitliğimi savunmak ister oldum.


öyle olunca seçimlerimi artık basit ve doğrudan yapma niyetindeyim. her şeyi daha karmaşıklaştırmamak için, önceki seçimlerimden ders alarak, kendimi ikna ediyorum. bilinmeyenleri azaltıp, bildiklerimle ilgileniyorum. bildiklerimin sayısını çoğaltmak istiyorum.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

41'den

Annemsiz ilk doğum günü