bazen yakın bazen uzak

"arkadaşlar geldi sonra, oturdular masamıza"

bazen yakın bazen uzak geçen onca yılın ardından, "akşam evdeyseniz geliyoruz" ya da "dışarıda buluşalım mı" mesafesinin ötesine taşınan dostluklar... yakın-uzak yeniden birbirine girer. bazen yakınken çok da yakın değilsindir, klişesi geçerli; klişeler hayat kurtarır. dostluğun demlenmesi, değerini artırır. birbirine anlatacak hikayelerin çoğalabilir. anlatacak bir şey olmasa da birlikte susmak da iyidir.

pek çok zaman geçirdiğim ve "en eski dost" yerini almış, hikayene ortak olmuş birini mesafe tanımadan yanında hissetmek önemli. bugün kadar başardık, bundan sonra da devam gelecek gibi... yaşlandıkça, "en eskiliğin" yeri derinleşecek. sadece zaman değil anlam da eklenecek. onu derine iten mesafe değil bir his olacak; sadece bir his.

Yorumlar

mustava dedi ki…
birlikte susabilmek...

yanlarında susbildiğimiz dostlarımız olmasa ne yapardık? bozkırın iki ucunda olsak da olduğumuz yerde yüz yüze durup bakmazdık her halde. "hangi tepenin ardına düşer o şehir?"

evet, bir his bu dostum, bir his. "iyi gidiyoruz" diyen bir iç ses.

Bu blogdaki popüler yayınlar

41'den

Annemsiz ilk doğum günü