Per Petterson - At Çalmaya Gidiyoruz

Norveçli yazar Petterson'ın kitabı, kitapta anlatılan hislere denk gelen bir zamanda okumuş olmam, dünyanın başka yerlerinde aynı hislerle dolu insanların olduğunu bir kez daha hissetmemle edebiyata olan hayranlığımı ve bağımı artırırken çocukluk ile yaşlılık arasındaki bağı anlatmasıyla, en iyi kitaplarım arasında hızlıca üst basamaklarda kendine yer buldu. Harika!

"acaba uzun bir süre yalnız yaşayınca insan böyle mi oluyor, bir düşüncenin ortasında birden konuşmaya mı başlıyor, konuşmakla konuşmamak arasında ayrım siliniyor mu, içimizde kendimizle sürdürdüğümüz hiç bitmeyen sohbet hala görüşmeyi sürdürdüğümüz insanlarla yaptığımız konuşmaların içine mi sızıyor, insan çok uzun süre tek başına yaşayınca birini ötekinden ayıran sınırlar bulanıklaşıyor mu... Benim geleceğim de böyle mi olacak? " syf 143.

"keyfim tavan arasıyla bodrum arasında gidip gelen bir asansör gibi bir iniyor bir çıkıyor, günlerim artık benim düşündüğüm gibi geçmiyor. Ufacık bir şeyi büyütüp felaket boyutlarına getiriyorum. ...  Ben aslında yalnız kalmak istiyordum. Sorunlarımı birer birer kendi başıma, temiz bir kafayla, iyi aletlerle çözmek, belki bir zamanlar babamın yaylada yaptığı gibi yapmak istiyordum. .... Günlük sorunları çözmek zaman zaman gayet karışık bir iş olabilir ama sınırları açıkça belli, görebildiğim bir başlangıç ve son var. .... Benim istediğim şey bu, tek başıma kalabileceğimi biliyorum, içimde var bu yetenek ve korkacağım hiçbir şey yok." syf 145-146

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

41'den

Annemsiz ilk doğum günü