muhasebe #21

 Sene sonu muhasebe kayıtlarına devam; gelenek sürüyor. Geçen seneki yazıda, "hayatta kalmaya, ayakta kalmaya devam ediyorum, arada spor yaparak kasları esnetiyorum, bir de atlatılacak sözlü sınavı geçtim mi, artık insanlıktan çıkabilirim! Yok şaka, giriş var, çıkış yok" demişim. Aynı yerdeyim, dağılabilirsiniz! 

Bu yıl çokça dağıldım ve toparlandım. Malum sınavı geçtim. Başka sınavlar vermeye devam diyorum; kaderim hep başkalarının elinde mi? Her seferinde bir parçamı dışarıda bıraktım, iyi usta misali parçalar toplarken malzemeyi artırdım. Kenarda köşede biriktirdiğim parçalarımdan yeni bir canavar yaratıyorum. Filmi çekilmiş ve kitabı yazılmış bütün eylemleri tekrarlıyorum. Ne oluyordu filmin sonunda? Hatırlamıyorum bilmiyorum... Göreceğiz.

Ben de kendi filmlerimi çekiyorum; youtube'ta 1900 aboneyi geçtim; bazılarını podcast olarak yüklüyorum spotify'a; orada da 680 takipçideyim. Kendimi oyalamak, zamanımı değerlendirmek, kayda değer işler yapmak ve gerçekten hayatta mıyım anlamak için çaba sarf ediyorum.

Öykü yazmaya devam ettim; üzerine çalışıp bir yayınevine gönderdim, ses seda yok; sanırım kabul almadı. Akademik çalışmalarda da çıtayı yükseltip daha iyiler ulaşmaya çalışsam da ret yemeye devam ettim. Sanırım çıtam kırıldı ama yıkıla yıkıla kazanacağız değil mi? Kabul almaya başladığımda ret cevaplarımdan bir sanat eseri yapacağım. Yayınladıklarım da oldu tabii; yayınlanmayı bekleyenler de... Kazandıklarımı kötüleyip gelecekteki her beklentiyi yükseltmek de bir gelenek.

Vikipedia ile daha çok ilgilendim sayfalar güncelledim ve oluşturdum. 

Ekonomik krizin üzerimdeki en büyük etkisi, daha az kitap alabilmem oldu. Tasarruf tedbirlerini kitap almayı azaltarak uyguladım ne yazık ki. Yine de Ishiguro kitaplarıyla, Yekta Kopan, Peter Stamm gibi isimlerle edebi kanadımı canlı tuttum. Salgından korunabilmek de, başarıysa eğer, kayda geçmeli.

Yaz aylarında önemli bir süre evde bir başına geçti. Kendi başına kalmak, sessiz olmak sıradışı değildi ama uzun süredir unuttuğum bir şeydi. Sonra yine aile dertleri, can sıkıntıları devam etti. Giriş var, çıkış yok çünkü. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Annemsiz ilk doğum günü

Çok gezen mi bilir çok okuyan mı?

Öyküler