pseudo-maria

Başkalarının mutlu saatleri iliği kemiği kuruttuğu için, kalbin yeniden kan pompalaması uzun süre alıyor. Biri için bir şey yapmak, eylemi; uzak diyarlardan gelen bir elçi gibi... Derdini dermanını çözmek pek zor; kellesini koyup atın terekesine, kamçılayıp göndersen hayvanı, kolay olan yol. Başın belaya girecek tabii... Aynı hataların bile isteye tekrarlanacak olması, insanoğlunun çözemediği bir kıskaç. Neyse ki baba figürü yerini buldu ve pseudo-maria evini buldu. Ama yolunu bulamayanlar cemaati, yalan söyleyememenin cezasını daha uzun süre çekecek. Na var ki hayatının gidişatını, başkalarını suçlayarak belirleyemezsin. Her şeyin farkında olmak nasıl kötü bir huydur, bilemezsin.

Vize ve pasaport belgeleri için imzalar toplamak, öfkeyle karışık mutluluğu da getirdi; bir şeylerden hırsımı alıyor gibiydim sanki; sınıf atlama çabam başarısız olduğu için, bu da mı gol değil diye fileleri dövüyorum ısrarla. Bürokraside sempati ilkesi gereği, çizgiyi geçen top iki kere gol sayılmıyor. En baştan bi daha, bi daha... Aynı sempatide iki kere yıkanılmaz.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

41'den

Annemsiz ilk doğum günü