aşk tefadüsleri sever'i izledik ve ardından bira içtik. kentin sonradan sonraya sinematografikleşmesinin benim gidişimin yaklaşmasıyla hiçbir alakası yok tabii ki. ben gittikçe burası daha iyi kent olmayacak. gittikçe kötüleşen zamanlardayız çünkü. olmayanı olur eden zamanlar. ulaşılmayana ulaşılır kılanlar. biz de gezeceğiz daha çok ve daha çok yerden ayrılacağız. böylece kıymeti bilinmiş ve bilinmemiş yerleri geçtikçe daha da anlamlı kılacağız. ben gittikten sonra ya da gitmeden önce kıymetinin bilinmiş olmasının pek de bir önemi yok. önemli olan kıyamete kadar sürecek bu bilinemezlikte kendi filmimizi iyi kötü çekmeye devam ediyor oluşumuz.
şöyle bir bakacak olursak
şöyle bir bakacak olursak geçmişe; hevesliydim, öğrenci kulübü yönettim, dergi çıkardım, yazılar yazdım, insanlarla konuşmaya inandım, duvara yazılar astım, fanzin çıkarttım, siyah ve beyazdım, nettim, mesaj vermek istedim, fotokopiciler ikinci evimizdi, makinelerin sıcaklığında ısındım, gruplar kurdum, insanları bağladım, insanları ağırladım, yazılar yazdım (söylemiş miydim?) müzik gruplarının peşine düştüm, fan oldum, sahne ışığı, bira satışı, kulüp kurdum, imza aldım, sarıldım, konserleri takip ettim, beş bin kişiyle omuz omuzaydım, sıcaktı, yoruldum, uykum geldi, insanlarla konuşmaya inancımı kaybetmeye başlamıştım, yazılar yazdım (orasını biliyoruz) trenlere bindim, uzun uzun yollara düştüm, insanlar etrafımdaydı, konuşmadım, seyrettim, dinledim, dinlenmedim, kendi başımaydım, başka binler de oldu, misafirlerim oldu, ev sahipliğim ve konukluklarım, kafam iyi oldu, kötü oldu, iyi kötü yaşıyordum, gezip dolaştım, otobüs koltuklarında ısındım, vagonlarda terledim, uçaklara ...
Yorumlar