yeni bir dört duvar için adım atıp eski dört duvarıma geri döndüm. bu sefer yalnız... ilk günlerdeki gibi. ankara'daki son günlerimde beni benle baş başa bırakmak için yıldızlar gerekli açıya kavuştu. belki de bana yeniden düşünme fırsatı verdi: neydim ve nerelerdeyim? Hangi adıma nasıl karar verdim? Şimdi, tıpkı burada başladığım gibi, kendime ev açıp kendimle dost hayatına başlıyorum. Bir süre düşünürüm, sonra unuturum. Kendimi affederim. Kendime şans veririm. Kendimi şımartırım, eleştiririm ve kendimden geçerim. Sonrası zaten bozkır ve yeniden affetme, şans verme, eleştirme ve geçme-geçirilme seansı...
Annemsiz ilk doğum günü
Annemsiz ilk doğum günü. Pek çok şeyin ilki gibi, bunun da ilki varmış. Pazar günü mezarını ziyaret ettim, çiçek diktim. Umarım tutar ve büyür. Bu yaşa kadar pek çok işim tutmadı, ama dertleri içimde büyüdü. Yine de aynı şeyleri yapmaya devam ettim. Denedim ve yenildim. Kimi zaman beraberlikler ve galibiyetler de oldu. Daha önce yazdığım gibi orta sıralarda, "hem önemsiz hem de nemsiz bir yerde" hikayemiz geçip gitmeye devam ediyor. Bazı rutinleri bozmayı sevmiyorum, bu da öyle. Yaşayıp gidiyoruz işte, "yıllar geçiyor yaşlanıyoruz galiba..." Arada ufak tefek mutluluklar, küçük başarılar ve büyük umutlarla nefes alıp vermeye devam...
Yorumlar