Kayıtlar

Kasım, 2012 tarihine ait yayınlar gösteriliyor
yeni insanlar, yeni mekanlar; hiç kimse tanımıyordan çok az kişinin tanımasına doğru ilerlemeler... hayat, savurduğu kenardan yeniden ortalara doğru çeker mi, yeniden kalabalıkların içine girebilir miyiz acaba? yoksa inzivayı, yeni bir hayat tarzı mı belirleyeceğiz? kenardan köşeden, uzaktan uzaktan, neydim ne oldum'a dair tespitlerde bulunmak daha kolay. ama ilerleme için, hareket için, başkaları ve yeni katalizörler lazım. yeni dertler yeni tasalar; yeni tasarlamalar da gerekli. kendimize tasa yaratmakta üstümüze yok zaten. en ufak bi hareket dertlenmeye yeter. şimdilik kenardan köşeden temkinli bir seyire devam ediyor bünye, el mecbur! belki de biraz dinlenmeye ihtiyaç vardı. yine de kimsenin istemediği, benimse bir türlü bulamadığım koşturmaca, uzaktan çekici geliyor - bizim olmayan herşeyin çekici gelmesi gibi.

faaliyet raporu

" Avrupa sokakta " , Bianet.org, 16.11.2012. " Açlık Grevleri ve Siyasetin Sonu ", Birikim-Güncel, 13.11.2012. " Gelecek 10 yılın Eylemleri ", Bianet.org, 06.11.2012.
yeni otobüs yolculukları beni bekliyor. yine otobüs kahveleri, mola tesisleri çayları, kokulu tuvaletler ve kötü muavin gömlekleri... çevrede kritik edilecek çok şey olacak. ancak her şeyden önce yolculuk, iç tartışmayı artırır; beklentileri tartmayı sağlar. indiğin zaman aynı sen, aynı iç, aynı tartı sistemi devam eder ama yolda birikenler bir yerlere not edilmiştir. pek çok güzergah kat ettim. her seferinde 1 lira koysaydım zengindim. biriktirdiklerimi içime attım kumbara yerine. çok şey aldığım söylenebilir; doldum da doldum. patladım yer yer. fiziken aynı yerde iki farklı şeyi tutamıyoruz. hem bu hem şu olmanın zorluklarını yaşıyoruz.
2'leri bitirdik 3'lere başlıyoruz. Tabii ki en iyi on yılım olacak. Aslında ergenliğimde, 30uma kadar yaşayacağımı varsayıyordum. Son üniversite yıllarımda korkumdan 35 diye revize ettim onu. Bir zamanlar tutkuyla bağlı olduğumu bazı şeyleri özlüyorum. Mesela birşeylere güçlü şekilde inanmayı. Bizim gibileri bulacağımız, evrenin sırrını çözemeceğimizi sandığım mistik kostik günlerimi. Kaset dinlediğim günleri. Kasetleri ileri geri sarışımı. Ruhumdaki sarışını... Şimdi olgunlaştıkça, olmayacağını-yapamayacağımı gördükçe, durgunlaştıkça, olması gerekenlere kanaat getirince; aslında esmerlerden hoşlandığımı anlayınca... bugüne ulaştığıma minnettar oluyorum. İyi ki bu noktaya gelmişim. 3 nokta.

güneşli kasımlar

güneşli kasım başlangıcı; kararsız bir sonbahar habercisi, eski güzel günleri yad ederken umudunuzu kırmayın diyor sanki... yeni güneşli günler için, bekleyin.

Okulda odam 4. katta

Okulda odam 4. katta; diğer odaların pek olmadığı bir kat, kuytu köşede biraz ama manzarası iyi. Çıkarken ortadaki merdiven yerine öğrencilerin çıktığı tarafı kullanıyorum. Bazen öğrenci kapısından giriyorum. Otobüse hep öğrenci veriyorum zaten! Kılık kıyafetime özen gösteriyorum tabii; Ankara rahatlığı yok, yine de öğrencilerden çok farklı değilim. (Belki de onlar öğrenci gibi değildir!) Henüz masanın ötesine geçmişliğimi pek hissetmiyorum. Masanın öte yanı, karşı yakası, boğazın karşısı, o kadar da uzak değil., bir kulaç mesafede. Derinlik için bir şey diyemeyeceğim, bacaklarım uzundur. Ayrıca yere saldığım kökler de cabası. Uzun uzadıya gidip gelebilirim öte yerlere ama illa ki temel attığımız bir yer vardır diye düşünüyorum/umuyorum. O temellere halel getirmedik şu ana kadar, sağlamlaştırmak için elden geleni arda koymadık.  Sonuç? Geniş bir boşlukta evin yolunu bulmak, odalara sığınmak ve belirsiz geleceğe kaygılanmak. Öğrencilikten pek farklı değil; sadece daha yalnız, iki ki...