yeni otobüs yolculukları beni bekliyor. yine otobüs kahveleri, mola tesisleri çayları, kokulu tuvaletler ve kötü muavin gömlekleri... çevrede kritik edilecek çok şey olacak. ancak her şeyden önce yolculuk, iç tartışmayı artırır; beklentileri tartmayı sağlar. indiğin zaman aynı sen, aynı iç, aynı tartı sistemi devam eder ama yolda birikenler bir yerlere not edilmiştir. pek çok güzergah kat ettim. her seferinde 1 lira koysaydım zengindim. biriktirdiklerimi içime attım kumbara yerine. çok şey aldığım söylenebilir; doldum da doldum. patladım yer yer. fiziken aynı yerde iki farklı şeyi tutamıyoruz. hem bu hem şu olmanın zorluklarını yaşıyoruz.
Çok gezen mi bilir çok okuyan mı?
Avrupa'nın ortalarında dolandıktan sonra Anadolu'nun ortasına geri döndük. Arada batısında da konakladığımız oldu; elektrik kesintileri, yangınlar, sıcakla beraber. Gezip gördüklerimiz, hissettiklerimiz, ter ve yorgunluk iç içe geçti; içe aktarıldı. Bolca fotoğraf kayda geçti. Hafıza kaydı... Kayıp düşmesin diye anılar. "Çok gezen mi bilir çok okuyan mı?" denklemini birlikte götürmeye çalıştım her zaman. Ama para olunca zaman, zaman olunca para olmuyor çoğu kez. Zamanımız daha bolken paramız azdı; yine de kayıtlara eklenen çokça yer oldu. Kimisi 36'lık filmlerde, bazıları basılı kağıtlarda kaldı. Şimdilerde çoğu dijital. Öncekiler soluyor, sonrakiler yer açılsın diye siliniyor bazen. Hafızalar doluyor; sıfırlamak gerekiyor. Gençlikten orta yaşlılığa, orta sınıf dertleri... Okudum ve yazdım; gezdim ve dolaştım. Tekken iki ve şimdi üç olduk. O da ayak uyduruyor bize, tin tin geziyor sokaklarda; seviyor. Yeni yollar aşındırmak için zaman ve para kollamaya devam.
Yorumlar