"hayat kurtarır bazen, telefon hatları..."
kafcamus'un gösteri toplumu eleştirisine girebilir bu satırlar, ama radyo 1'e telefonla bağlanıp mülakatta bulunduktan sonra, annemin alkışlayıp babamın bana sarılması, kendi açımdan kayda değer bir durumdu. Üstüm başım terra rosa'ya bulanmışken, odalardan birinde telefonla bir aşağı bir yukarı gidişim, komik görünüyor olabilir. Ama genelde telefonla konuşurken oturup kalamam; illa ki yürürüm. Gerginliğimn temeli, derdimi telefonda anlatmakta zorlanmamdı; yazmanın kolaylığı kadar konuşmak zor geliyor çoğunlukla. Acaba yazıya mı haksızlık ediyorum diye düşünmüyorum değil. Kaydetmeye çalıştığım yayında kendimi sesimi duymaktan şaşırmıyor da değilim. Ayrıca bazen söylediklerimin aslında düşündüklerim olmadığını da kabul etmiyor değilim. Değilin değillemesi, kendi etmez; bilirim.
Cümleleri aslında o kadar derli toplu kurmamışken kafamda, kelimelerin, özne-belirtili nesne-zarf tümleci ve yüklem şeklinde oluşması da bir garip. Yazdıklarımı okuduğumda olduğum gibi, kendi sesimi de bir yerde dinleyince, çok itici buluyorum. İnsanların bana niye dayanamadıklarını anlamak daha kolay bu anlarda.
Cümleleri aslında o kadar derli toplu kurmamışken kafamda, kelimelerin, özne-belirtili nesne-zarf tümleci ve yüklem şeklinde oluşması da bir garip. Yazdıklarımı okuduğumda olduğum gibi, kendi sesimi de bir yerde dinleyince, çok itici buluyorum. İnsanların bana niye dayanamadıklarını anlamak daha kolay bu anlarda.
Yorumlar