iki yıl okul tatili

İki yıl okul tatili, Jules Verne'in kitabı, okurken korkmuştum sanki; öyle hatırlıyorum; bir yandan da her tatil öncesi düşünürdüm, bu kadar uzun tatil olsa ne yaparım diye. Okulu severdim, kaytarmayı seven haylaz bir çocuk değildim yani, lisede bile okuldan kaçmadım herhalde! Benden adam olmaz.

Geçen yazı tatilsiz, ondan öncekini de sevimsiz geçirince, bu yılki tatiller, iki yıl okul tatili gibi geldi bana. Ankara'yı özlediğimden değil, evimi özlediğimden daha çok... Ki bu yılın kayda değer, hayat değiştirici, ilim irfan artırıcı, memleketler dolaşmış bir serüveni olmasına rağmen! Mustava'nın deyimiyle, "dost ve kardeş ülke" topraklarına girmiş gibi oldum Aşti'ye gelince.

Yiyemediğim halde topladığım fasulyeler, dalından koparıp hatır hutur yuttuğum salatalıklar, dibine gübre koyduğum domates çitilleri... Şimdi biraz daha boynu bükük kaldı. Ama getirdiğim kilolarca soğan, gururlu ve mutlu. Bizimkiler benim adıma diktiği için, mecburen getirmek zorunda kaldım!

Şöyle bi oturup düşününce, yarı zamanlı Paris ve İtalya günleri, belki yeni bir yazı yazdırır, kim bilir.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Annemsiz ilk doğum günü

Çok gezen mi bilir çok okuyan mı?

Öyküler