paket

geçmişi paketleyip afrikanın güneyine postalasak, o yine de bir vuvuzela ile kulağımıza "fısıldar". tek düze, sürekli -bazen dalgalı- ama içe işleyen bir fısıltı. bir ümit burnu esintisi. kışken, yaz; yazken kışa çeviren çizgi. bazen arkanı dönüverdiğinde karnı burnunda gözlükler bazen de baştan savılan bir kitabın giriş sayfası... koşarken yağmurda daha çok ıslanırız. kaçarken daha çabuk yakalanırız. açtığım her paket, çöpe gönderdiğim her poşet, attığım her eski kağıt ve incelediğim her katalog beni geleceğe mi yaklaştırıyor yoksa geçmişimden mi koparıyor?

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

41'den

Annemsiz ilk doğum günü