kitaplık
Yeni kitaplığıma geç de olsa kavuştum. Trabzonluların attığı dirseğin ağrısı içinde şekil verdim kiraz ağacı parçalarına. Sonra en keyifli olacağını sandığım kısma giriştim ki her şey karıştı. Meğerse odanın düzensizliği kendinde bir ritmmiş; üst üste kitaplar aralarındaki tozlar ve anılar tarafından tutkallanmış. Yerinden kalkan her bir nesne anlamsız parçalara dönüştü. Aslında karmaşık halleriyle anlamlı bir kümeydi, hepsinin bir konsepti vardı. Tekrar eski haline getirip karıştırıp raflara dizsem de bir şeye yaramadı. Neyi nereye koyacağımı bilemedim. Gazetede C. Abinin masası o kadar karışıktı ki temizlikçi bey abi oraya hiç ilişmezdi. Ben de mi öyle yapmalıydım bilemiyorum. Şimdilik yayınları, yazıları, (ah, iki kitabı tabii!), Express ve Birikimleri sınıflayabildim.