kitaplık
Yeni kitaplığıma geç de olsa kavuştum. Trabzonluların attığı dirseğin ağrısı içinde şekil verdim kiraz ağacı parçalarına. Sonra en keyifli olacağını sandığım kısma giriştim ki her şey karıştı. Meğerse odanın düzensizliği kendinde bir ritmmiş; üst üste kitaplar aralarındaki tozlar ve anılar tarafından tutkallanmış. Yerinden kalkan her bir nesne anlamsız parçalara dönüştü. Aslında karmaşık halleriyle anlamlı bir kümeydi, hepsinin bir konsepti vardı. Tekrar eski haline getirip karıştırıp raflara dizsem de bir şeye yaramadı. Neyi nereye koyacağımı bilemedim. Gazetede C. Abinin masası o kadar karışıktı ki temizlikçi bey abi oraya hiç ilişmezdi. Ben de mi öyle yapmalıydım bilemiyorum. Şimdilik yayınları, yazıları, (ah, iki kitabı tabii!), Express ve Birikimleri sınıflayabildim.
Yorumlar
cok ilginc.
güzel insanlar, güzel alışkanlıklar, vazgeçmiş değilim. tren yolculuklarını anlamlandıranlar, fiziken orada olmasalar da hala anlamlandırabiliyorlar, hatırlatmak isterim. (birkaç ufak değişiklik olmuş yalnız o sevdiğimiz Fatih Ekspresi'nde. artık sigara içebilmek için tuvaletin horizontal penceresinden Atatürk tipi kollar yere paralel duruş yapmak icabediyor. Tuvaletin önünde sigara içme amaçlı uzun kuyruklar oluşuyor. sıkı tiryakiler 2şer 3er gruplar halinde giriyor içeri, yadırganmıyor.)
velhasıl, demem odur ki, kirazlara düzenli bir biçimde yerleştirilmiş Express'leri bir sabah ansızın çamaşır makinesinin üzerinde bulabilirsiniz sayın D.E.
"Gene burada bırakmış bunları" demeyiniz :) Gülümseyiniz :)